Öz-Güven
Sorumluluk, Sevgi ve İçtenlik..
Şefkatle dolu, yargısız ve içten bir aile ortamında güven tomurcuklarına şahit olmak şaşırtıcı olmayacaktır.
Güven duygusunu, evimizde akan suya benzetilebilirsiniz. Nereden geldiği veya nasıl çalıştığı hakkında her ayrıntıyı bilemeyebilirsiniz fakat akmadığında acı verici olduğu açıktır. Suyunuz kesildiğinde olduğu gibi kendinize olan güveniniz eksik olduğunda günlük yaşamınızdan sağlık durumunuza kadar pek çok olumsuz etkiyle karşılaşırsınız. Neyse ki öz-güveninizi desteklemek için yapabileceğiniz şeyler var.
Güven Duygusu
“Güven, kişinin kendine olan inancıdır, kişinin hayatın zorluklarıyla başa çıkma ve başarılı olma yeteneğine sahip olduğu inancı ve buna göre hareket etme isteğidir. Kendinden emin olmak, kişinin yeteneklerinin gerçekçi bir şekilde algılanmasını ve güvende hissetmesini gerektirir”
Kendinize Olan Güveninizi Nasıl Geliştirebilirsiniz?
Daha güçlü güven duygusu için güçlü yönlerinizi, zayıf yönlerinizi fark etmeli ve kendinizi kabul etmelisiniz.
1- Güçlü Yönlerinizi Fark Ederek Kabullenin
Yaşamınızdaki en önemli başarılarda, takdir duygusunu teşekkürle karşılamanız gerektiği durumlarda bile “bunun bir yanılgı olduğuna dair” rahatsız edici bir düşünce içerisinde bulduğunuz oluyor mu kendinizi?
Alanınızda önemli bir başarı elde ettiğinizde “sanırım bu başarı benim işlerimi daha da zorlaştıracak” diye mi düşünüyorsunuz?
Sevdiğiniz veya ilgi duyduğunuz biri size duygularını açtığında karışık duygularla birlikte “kesinlikle hata yaptığını anlayacak, sevilecek bir yanım olmadığını anlayacak” şeklinde düşündüğünüz oluyor mu? Veya biri size iltifat ettiğinde hemen iltifatın yönünü başka birine veya iltifat edene çeviriyor musunuz?
Bu sayılanlar ve benzer durumlar size tanıdık geliyorsa düşük özgüvenle yaşamınıza devam ettiğinizi varsayabiliriz. Sevilecek ve değer görecek kadar iyi olmadığınızı düşündüğünüzde iltifat, takdir ve iyi talihe direnirken bulursunuz kendinizi. Çoğu zaman da bunları kabul etmenin bencillik olacağına veya kendini beğenmiş gibi görünmek istememeyle maskelersiniz.
Güçlü yönlerinizi kabul etmek diğerlerine üstünlük tasladığınız veya bencil biri olduğunuz anlamına gelmeyeceği gibi kabule direnç göstermek acıyı artıracaktır.
İyi bir iş çıkardığınızda veya yeni bir şey denediğinizde kendinizle gurur duyun. Başarılarınız veya girişimlerinize gölge düşürmeyin.
Neden Güçlü Yönlerimizi Kabul Etmekte Zorlanıyoruz?
Gerçekte deneyen herkes bunu yapardı. abartılacak bir durum yok! Çoğunlukla duyulan ve başarıların hafife indirgenmeye çalışıldığında kullanılan cümleler. Çünkü başarılı olunduğunda ve güçlü yönler kabul edildiğinde gururlu olunacağı düşünülür. Daha çok kibirli belki de.
Güçlü yönlerinizi kabul etmeye direnç göstermenin elbette başka olası nedenleri de var. Örneğin “eğer iyi olduğumu kabul edersem artık yeterince çabalamak için bir sebebim kalmaz”. Ya da toplum tarafından yeterince ilgi görmeyen bir alanda iyiyseniz, bunu yeterince değerli bulmayabilirsiniz. Bunların hepsinin doğal şeyler olduğunu da gözden kaçırmamak önemli. Sizden en iyisi olduğunuzu haykırarak bir geçit töreni düzenlemenizi istemiyorum elbet. Ya da mükemmel olduğunuzu ve artık geliştirecek bir yanınızın bulunmadığını yani kusursuz olduğunuzu kabul etmenizi veya bunu ifade etmenizi de kastetmiyorum.
Kibirle güvenin farklı şeyler olduğu gerçeği belki de akılda tutulması gerek en önemli hususlardan. Yaşam size ne getirirse getirsin değerleriniz doğrultusunda hareket etmenizin önemli olduğunu unutmamanızın hatırlatmak istiyorum. Çoğu zaman önemli ve özel olduğunuz bilgisini ” hey işte beni özel kılan veya beni bu kadar harika yapan şey bu” şeklinde herkese duyurmadan yanınızda taşımak size zarar vermeyecektir. Fakat iş yerinde bir terfi almak gibi değerli hedeflere ulaşmak gibi durumlarda harika bir iş yaptığını kabul etmeniz gerekir.
2- Güçlü Yönlerinizle Gurur Duyun
Yeterince iyi yapmadığınız hissine kapılmak kolaydır. Kendinizi diğerleriyle kıyasladığınızda çocuklarınızla yeterince vakit geçirmediğinizden, yeterince sağlıklı kalmadığınızdan veya kariyer basamaklarını yeterince tırmanmadığınızdan endişelenebilirsiniz.
Doğru yaptığınız her şeyi kutlamak için zaman ayırmanız önemlidir. Her şeyde başarısız veya yetersiz olduğunuz düşüncesiyle karşılaştığınızda iyi yaptığınız onca şeyi aklınıza getirin. Acıyla dolu bir aile yaşamından sonra kendi anne babalığınız ve evliliğiniz için umutla bir gelecek hayal etmek de büyük bir başarı. Zorlukların üstesinden gelmeye niyetlenmek de. Yeterince iyi olduğunuz inancının oluşmasına dönük bir çocukluk yaşantısına sahip olmamak engel değil.
Bir anlık bile olsa, başarılarınızın tadını çıkarmanızda bir sakınca yok. Başkalarının nazik sözlerini kabul etmekte zorlanan biriyseniz, bir dahaki sefere birisi size iltifat ettiğinde basit bir “teşekkür ederim” demeyi deneyin. Sadece daha iyi hissetmekle kalmayacak, aynı zamanda güçlü yönlerinizi fark etmek için çaba sarf ettiklerinde onları görmezden gelmeyerek başkalarını da iyi hissettireceksiniz.
3- Gelişime açık Yönlerinizi ve Kusurlarınızı Kabul Edin
Herkesin zayıf yönleri vardır. Kimi eksiklikler yaşamda sizin için önemli olan ve başkalarından kaynaklanmayan alanlarda kimileri ise bilgi veya eğitim eksikliğinden kaynaklanan zayıflıklardır. Bir dereceye kadar, bazı zayıflıklar mizacınıza veya doğal yeteneklerinize atfedilebilir. Tüm bu durumlarda önemli olan, size dağıtılan eli nasıl oynadığınızdır.
Daha önce ifade ettiğim gibi direnç yani kabullenmeme acınızı artırır. Örneğin sizin için veya hedefleriniz için çok önemli olsa da topluluk önünde konuşmak size korkunç geliyor olabilir. Bundan dolayı kaçınıyor olabilirsiniz. Fakat bu kaçınma kısa süreli rahatlamanızı sağlasa da büyüme ve ilerleme konusunda uzun vadeli memnuniyet duygusunu yaşayamamanıza mal oluyor. Başarısızlık olasılığıyla yüzleşmek ürkütücü olabilir ve gelişmeye çalışmanın bir anlamı olmadığını hissedebilirsiniz. Ancak bu konuda zayıf olduğunuzu kabul etmek bu durumun size daha az utanç verici gelmesine yardım edecektir. Dahası öğrenme ve ilerleme için size bir fırsat penceresi de açacaktır.
Gelişime açık alanlarınızın olduğunu kabul etmeniz ve mükemmel bir insan olmayacağı gerçeğini içselleştirmeniz sizi özgür kılacaktır.
Zayıf yönlerinizi kabul ederseniz, insanların ne kadar sabırlı ve yardımsever olabildiklerine şaşırabilirsiniz. Örneğin, tutkulu ve bilgili bir öğretmen olduğunuzu, ancak dersi işleyebilmek için ihtiyaç duyduğunuz teknolojik bir durumla mücadele ettiğinizi varsayalım. Yardıma ihtiyacın olduğunu kabul ederseniz öğrencileriniz genellikle bir adım atar ve tutkuyla dersinize devam edebilirsiniz.
Zayıf yönlerinizi kabul etmenin en zor yanlarından biri, diğer insanların bu durumda sizin yetersiz olduğunuzu düşünecekleri fikrine kapılmaktır. Bazen başkalarının bizim kusurlarımızı görmelerini reddedilmeyle eşleştirebiliriz. Kabul edilmeyeceğimizden korkar ve saklamaya çalışırız.
Ancak araştırmalar bunun tersinin doğru olduğunu gösteriyor. İnsanlar endişeli, korkmuş, dağınık veya kusurlu olduğunuzu gördüklerinde büyük bir rahatlama hissederek size şunu bildirirler: “Ben de benzer şeyleri yaşıyorum. Yalnız olmadığımı bilmek çok rahatlattı”
Zayıf alanlarınız veya eksiklikleriniz konusunda rahat olmak, hayatınızdaki herkese tüm yönleriyle yaşamınızı veya tüm kusurlarınızı anlatmanız gerektiği anlamına gelmez. Ancak, kendinizde büyük utanç duymanıza neden olan bir kusur algılarsanız, bunu güvendiğiniz biriyle paylaşmayı düşünün. Hayatınızı özgünlük içinde yaşama yeteneğinin omuzlarınızdan büyük bir ağırlık aldığını ve sizi etrafınızdakilere daha da yaklaştırdığını muhtemelen göreceksiniz.
Bir anlık bile olsa, başarılarınızın tadını çıkarmanızda bir sakınca yok. Başkalarının nazik sözlerini kabul etmekte zorlanan biriyseniz, bir dahaki sefere birisi size iltifat ettiğinde basit bir “teşekkür ederim” demeyi deneyin. Sadece daha iyi hissetmekle kalmayacak, aynı zamanda güçlü yönlerinizi fark etmek için çaba sarf ettiklerinde onları görmezden gelmeyerek başkalarını da iyi hissettireceksiniz.
Bir yorum
Mehmet
Harika bir yazı olmuş. Bana ne kadar uyduğunu gördüm yazdıklarınızın. Ben de teşekkür ederim diyerek karşılık vereceğim bana söylenen güzel sözlere. İlk işim bu.